Merhaba,
Anneler, babalar, aileler,
Çocuklarımız, bizim en değerli varlığımız.
Çocuklarımızın sağlıklı, mutlu üretken olmaları, onların sağlıklı büyüme ve gelişmeleri için çabalıyoruz.
Sağlıklı büyüsünler, yani çocuklarımızın boyu uzasın, uygun şekilde kilo alsınlar, hasta olmasınlar.
Sağlıklı gelişsinler, yani zamanı geldiğinde kendi başlarına otursunlar, yürüsünler, koşsunlar. Ellerini daha ustaca kullansınlar, kalem tutsunlar, resim çizsinler. Bizimle ve diğer kişiler ile iletişim kursunlar, söylediklerimizi anlasınlar ve sonra da anlatsınlar. Yeni şeyler öğrenebilsinler ve öğrenebildikleri gittikçe artsın. İşte bütün bunlar çocukların motor, iletişim ve bilişsel alanda gelişim basamaklarından bazılarını tanımlıyor. Bunlar çocuklar için çok önemli. Ama en az bunlar kadar önemli olan diğer bir gelişim alanını da sosyal ve duygusal gelişimleri oluşturuyor.
Anne karnında başlayan ve yaşam boyu devam eden gelişim nasıl oluyor? Aslında bizi genetik mirasımız mı belirliyor yoksa doğduğumuz büyüdüğümüz çevre mi ?
Bunun tek yanıtı yok. Aslında en önemli belirleyici çevre ve genlerimizin etkileşimi. Sayı vermek gerekir ise bilim insanları genlerin %30-40 kadar etkili olduğunu ve çevrenin daha baskın olabileceğini belirtiyor.
O halde sağlıklı bir gelişim için neler gerekli?
Dünya Sağlık Örgütü geçen yıl çocukları geliştiren bakımı 5 madde ile özetledi. Bunlar, sağlık, beslenme, duyarlı bakım, güvenli - güvenilir çevre ve erken öğrenme-eğitim olanaklarıdır.
Bu maddeler direk gelişimi etkilerken, birbirlerine etki ederek de ayrıca gelişimi olumlu veya olumsuz etkilerler. Çocuklar bazı besin maddelerini eksik alırsa hem beyin gelişimleri olumsuz etkilenir hem de daha kolay hasta olurlar ve hastalık da ayrıca beyin gelişimini olumsuz etkiler. Bu nedenle her bir maddenin her çocuk için önemi çok büyüktür.
Başka yazılarımızda bu maddelerin her birini ayrıntılı inceleme şansımız olur umarım. Bugün “Geleceğe Dokunan Anneler” projesi kapsamında sizlerle “güvenli-güvenilir çevre” üzerinde durmak istiyorum.
Yukarıda gelişimde çevrenin önemini vurgulamıştım. Çevrenin pek çok tanımı olabilir. Dahi bilim insanı Einstein, çevreyi “kişinin dışındaki her şey” olarak tanımlar. Bu geniş tanım çocukların gelişimi düşünüldüğünde gerçekten bize çok önemli ip uçları verir.
Peki çevrenin güveli ve güvenilir olması ne demektir?
Çevrede çocuğa zarar verecek biyolojik (mikroplar), kimyasal (zararlı boya vs), fiziksel (düşme, çarpma vs) ve toplumsal (kültür, gelenek vs) etkenlerin ortadan kaldırılması ve gelişimi destekleyecek şekilde düzenlenmesidir. Çocuğun istismar ve ihmal içermeyen bir çevrede büyümesi de temel gerekliliklerden biridir.
Burada da Dünya sağlık Örgütü’nün bazı tanımlarını sizlerle paylaşmak istiyorum;
Çocuk istismarı veya “kötü davranım”, 18 yaşın altındaki çocukların bir sorumluluk, güven veya güç ilişkisi içinde olduğu ( anne/baba, bakıcı, öğretmen gibi) kişi tarafından istismar ve ihmalidir. Çocuğun, yaşaması, gelişmesi, saygınlığı açısından zararlı veya muhtemel olarak zararlı sonuçlar verebilecek her türlü fiziksel ve/veya duygusal kötü davranma, cinsel istismar, ihmal, ihmalkar davranış veya ticari amaçlı ya da başka türlü sömürüdür. İstismar yapılmaması gereken zararlı bir davranışın yapılması iken, ihmal yapılması gereken bir davranışın yapılmamasıdır.
Ne yazık ki istismar ve ihmal tüm dünya’da ve Türkiye’de çocukların her yaşta karşılaştığı bir sorundur. Fiziksel istismar yani dayak en yaygın bilinen istismar türüdür. Çalışmalar her 4 erişkinden birinin çocukluğunda fiziksel istismara uğradığını göstermektedir. Cinsel istismar da çok konuşulan istismar türüdür, farklı toplumlarda farklı sıklıklarda bildirilmektedir. Aslında her ikisinden daha sık olan ise duygusal istismardır. Her 3 çocuktan biri.
Duıygusal istismar çocuğun hareket serbestinin kısıtlanması, küçük düşürme, suçlama, tehdit, korkutma, ayrımcılık yapma, dışlama, alay etme ve düşmanca yaklaşımdır. Hadi şimdi yazıyı okumaya kısa bir ara verelim evimizde ve çevremizde (aile, okul, sokak, komşu, eş dost akraba) bu durumla karşılaşan çocukları bir hatırlayalım. Çocuklar neden böyle bir davranışla karşılaştı, başka ne yapılabilirdi, biz ne yapabilirdik ?
Eveeet yazıya dönecek olursak bugün yapacağımız son tanım duygusal ihmal. Duygusal ihmal çocuğun ilgi, şefkat, sevgi, sosyal ilişki, destek gibi duygusal gereksinimlerinin atlanması, unutulması, görmezden gelinmesi, çocuğun eviçi şiddete tanık olmasına izin verilmesi, yol açılması, çocuğun uygunsuz davranışları benimsemesine izin verilmesi, duygusal ve davranışsal sorunları için çözüm aranmaması ve yeterli yapının sunulamaması, tüm bunların anne/baba çocuk ilişkisinde sürekli olmasıdır. Yine düşünelim. Bu durumlarla karşılaşan çocukları bir hatırlayalım. Çocuklar neden böyle bir davranışla karşılaştı, başka ne yapılabilirdi, biz ne yapabilirdik? Duygusal ihmale uğrayan çocukların sıklığı da %18 olarak bildirilmektedir. Özellikle hem tanınması hem bildirimi çok zor olan duygusal ihmalin resmi rakamlarının böyle olması, aslında toplumda çok daha sık olacağının bir göstergesidir.
İşte Geleceğe Dokunan Anneler projesi bu farkındalık ile daha çok anneye fark ettirmeye ve böylece de geleceğe dokunmayı hedeflemektedir.
Bir sonraki yazımızda istismar ve ihmalin anne karnından başlayarak çocukta oluşturduğu stres yanıtını ve bunun çocuğu nasıl bir ömür boyu etkilediğinden bahsedeceğiz.
Sağlıklı ve mutlu günler dilerim
Prof.Elif N.Özmert
Daha detaylı bilgi için: Epsilon Yayınevinden Çıkan Erken Çocukluk Döneminde Duygusal İhmali Fark Etme, Tanıma ve Önleme Kitabımızı (https://www.phocagoods.com/tr/urunler/kategori-kitap-gelecegedokunananneler)
YouTube kanalımızı
https://www.youtube.com/channel/UCjLATZJfSHE3Od57U3NNTsQ/videos
Instagram hesabımızdaki paylaşımlarımıza gözatabilirsiniz.
https://www.instagram.com/gelecegedokunananneler/
Comments