top of page

AMACIMIZ

Bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları yapmak.

Duygusal ihmalin önemi konusunda farkındalık yaratmak, soyut ve görünmez olan bu kavramı somutlaştırıp anlatmak, geleceğe dokunabilmek için kadınların ve çocukların duygusal güçlenmesi ve bilinçlenmesini desteklemektir.

 

İş birlikleriyle etkin yayılımı sağlamak.

Sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerin gelişiminin temelinde yatan Çocuklukta Duygusal İhmal konusunun, erken çocukluk dönemi eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası haline getirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu amaca yönelik olarak devlet kurumları, MEB, üniversiteler ve STK’lar işbirliğiyle daha fazla kişiye ulaşmak için çalışıyoruz.

 

Bilimsel çalışmalara öncülük etmek.

Uluslararası alandaki çalışmaları incelediğimizde gördük ki çocuklara yönelik kötü muamele vakalarının %78’ini ihmal, %17’sini fiziksel istismar, %9’unu cinsel istismar, %8’ini psikolojik istismar oluşturuyor. Ülkemize baktığımızda ise çocuk ihmali ve istismarına ilişkin çalışmalarda artış olmakla birlikte, çocuklukta duygusal ihmal konusunu merkezine alan araştırmalar yok denecek kadar azdır. Amacımız bu konuda daha çok araştırma ve çalışma yapılmasına öncü olmak ve literatür geliştirmektir.

SUNUM-1.jpg

KONUMUZ ÇOCUKLUKTA DUYGUSAL İHMAL

Çocuk bütün canlılar içinde en uzun bakıma, korunmaya ve sevgiye ihtiyaç duyan varlıktır. Bir toplumun ilerleyebilmesi ve kalkınabilmesi o toplum içinde yetişen çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmesiyle mümkündür.

Çocuğun duygusal ihtiyaçlarının doyurulduğu bir aile ortamının oluşturulması, çocuk için

“hak” olduğu gibi, olumsuz duyguları azaltmak için de bir gerekliliktir. Duygusal desteğin yeterli olmadığı ve sonucunda duygusal açlık yaşayan çocukların bencil, talepkar ve diğer bireylere ilgi göstermeyen bir yetişkin olma olasılıkları oldukça yüksektir (Dhall, 2008).

Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri ve hayata mutlu bir başlangıç yapabilmeleri için gereken temel koşulların uluslararası düzeyde güvence altına alınmasını amaçlayan, ülkemizin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletlere üye 197 ülke tarafından onaylanmıştır.

 

Taraf devletler, her çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında anne-babanın birlikte sorumluluk taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösteririler. Anne- babalar çocukların gelişimini desteklemek, sevgi ve ilgi göstermek, farklı deneyimler yaşamasına fırsat vermek, çocuğuna rehber olmak ve onu farklı bir birey olarak kabul edip; duyguları, yetenekleri, ilgileri için uygun yönlendirmeler yapmak sorumluluklarını taşır.

 

Diğer taraftan, toplumdaki hızlı değişim sonucu anne babaların hayatlarında ve rollerinde de değişiklikler olmakta, buna bağlı geleneksel destek sistemleri yıkılmakta ve anne babaların da profesyonel desteğe ihtiyacı olabilmektedir. Çocuğun hayatında bu denli önemli yere sahip anne-babaların hem ebeveyn olma hem de çocuk bakımı ve eğitimi konularında bilgi ve becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir.

 

Duygusal ihmal konusu da ailelere, özellikle de çocuğun bakımında birincil derecede görev alan herkese farkındalık kazandırılması, bilgilendirme yapılması ve pozitif iletişiminin desteklenmesi gereken bir konu olarak dikkati çekmelidir.

bottom of page